Anasayfa

Bacaklarda oluşmaya başlayan mor damarlar varis adı verilen toplardamar hastalığının belirtileridir. Mutlaka detaylı muayene ve tetkik yapılarak belirginleşen damar yapılarının varis olup olmadığı, altta yatan başka nedenin varlığı araştırılmalı ve tanı konulduktan sonra tedaviye geçilmelidir.

Sıkça sorulan ve toplum tarafından yanlış bilinen bir algı, varislerin kendi kendine zamanla geçebileceğinin düşünülmesidir. Varisler kendiliğinden geçmemekte ve mutlaka tedavi edilmesi gerekmektedir.

Ayak bileği ve bacakların çeşitli yerlerinde belirginleşen örümcek ağı şeklinde kılcal damarlar da kılcal varis olarak adlandırılan varislerdir. Bunlara tıp dilinde “Telenjiektazi” adı da verilir. Tedavi edilmedikçe geçmezler ve estetik açıdan kişiyi rahatsız edici görünüşleri moral bozucu olabilmektedir. 

Kılcal varisler, çok özel ve nadir görülen durumlar haricinde (Bazen hamilelikte oluşma sonrası kendiliğinden geçme durumu) kendiliğinden yok olmaz. Varis yoğunluğu, damar yapısı gibi bulgular elde edilerek kalp ve damar cerrahisi uzmanınca uygun görülecek tedavi yöntemi ile tedavi edilebilirler.

Varis, sağlık açısından mutlaka tedavi edilmesi gereken bir hastalık olmakla birlikte tansiyona etki edici bir semptomu görülmemiştir.

Önceki yıllarda sadece ameliyatla varis tedavisi yapılabiliyorken günümüzde artık geliştirilen modern-tıbbi yöntemler ile ameliyatsız varis tedavisi mümkün olabilmektedir. Lazerle, yapıştırma yöntemi ile, enjeksiyon (İğne) yöntemi gibi çeşitli tedavi yöntemleri geliştirilmiştir. 

Köpūkle varis tedavisi olarakta bilinen Skleroterapi, uygulandığı varisli bölgede kalıcı tedavi olanağı sağlamaktadır. Köpūkle Varis Tedavisi, kozmetik açıdan da memnuniyet oranı yūksek bir tedavidir.